22 Eylül 2009 Salı

okulda düştüklerim 3

şu an modelleme dersindeyiz. hepimizin bilgisayarları önünde uygulama yapacağız bakalım. arcGIS diye bir program öğreniyoruz, güzel bir şeye benziyor ama karışık biraz zorlayacak gibi.

18 kişiyiz şu an sınıfta.

biraz ara vermiştim yazmaya ama çok sıkıldım. çok zor ya da bu adam anlamaasını bilmiyor. uyku çok bastırdı, ara verdi şimdi 5 dk lık... 2 gündür sabah namazından sonra uyuyamıyorum. ondan okulda baastırıyor çok uyku. kahve mi alsam ki kahveyi de sevmem ki... gerçi burada birçok şeye zorunlu seçmeli babından alışmam gerekecek ama...

şu an grup odasına geçtik, alıştırmaları yapacağız.

offf okuldan bahsetmek istemiyorum. başka şeyler anlatmalıyım.. ama burada anlatacak bir malzeme yok ki.. evet herşey yeni herkes yeni ama çok bir anlamı yok gibi.

4.30 da danish kursu var. ona gideceğim. çok da uykum var. ama gideceğim. hava kapalı. yağmur ya yağdı ya yağacak modunda.


Hala çalışıyoruz. yoruldum... haydi görüşmek üzere....

18 Eylül 2009 Cuma

okuldan düştüklerim 2

şu aralar o kadar yoğundum ki... geceleri bir uyumaya geliyordum eve ondan baya bir ara verdik.

en son devam edeceğim demişim ama ne anlatıyordum unuttum. işte sürekli iftardaydım bir yerlerde. gayet güzel eğlenceli geçti. geçen gün de teknik geziye gittik sınıfcak, bir atık yakma tesisine. o da çok eğlenceliydi. fotoğraf çektim bol bol. bu siteyi sadece günlük şeklinde düşündüğümden koymuyorum. diğerlerine koyabilirim, o kadar foto çekmişim paylaşmasam içimde kalıcak.

değerlendirme yapacaktım ben ya, ilkokul öğrencisinin günlüğü gibi onu yattım kalktım onu yaptım bunu yaptım değil.

hadi o zaman eğitim sistemindeki farkları kıyaslayarak başlayalım.

bir kere burada başörtümle hiç tereddütsüz aklımın ucuna bile gelmeden ayy alınır mıyım alınmaz mıyım, girebiliyorum. gerçi türkiyede'de giebiliyorum artk ama yine de yarın ne oalcağını bilmediğin için herşey muallak. fark 2: kapılarda güvenlik görevlisi namına hiç birşey yok.. kimlik göstermiyorsun herkes istediği gibi giriyor çıkıyor. türkiyede sürekli birilerine kart gösterip açıklamaya alıştıktan sonra böyle küçük birşey bile çok mühim bir özgürlükmüş gibi algılanıyor. fark 3: hocaların odalarıyla ders yaptıklarımız yer yanyana içiçe... hocalara tahsis değilmiş ayrı bir koridor bina yok. ayrıca grup çalışma odaları var. her dersten sonra buralara gelip grupcak çalışıyoruz projemiz için.

hep olumlu yanlarını saydım, hiç yok mu bunların kötü bir tarafı diyebilirsiniz... maddi olarak galiba yok... ama birşeyler eksik burada.. hani kültür öğelerini medeniyete dönüştürecek bir ruh gerekir ya o yok galiba. çok insan eli var bu şehirde.. Tanrıyı çok uzaklaştırmışlar. ondan herşey teknik gibi geliyor buradaki.

küçücük kızlar görüyorum hamile, ya da bebekleri var.. daha çok küçükler belli... en fazla 15 yaşlarında kızlar... aile kavramı diye birşey yok burada... kadının yanında çocukları var, anne... ama anne demeye bin şahit ister. evet burası avrupa olabilir ama annelik anneliktir işte.. fahişe gibi kadınlar... ahlak anlayışı olmayan bir yer...ahlak anlayışımızı kadın erkek ilişkilerini sıkıştırmayalım, cinsellik değildir sadece ahlaklı olmak gibi... ama herşeyin temelinin, ahlakın temelinin bu olduğunu gördükçe anlıyorum. herşey buradan başlıyor...

kadınlar ya çok feminen ya da çok erkeksi. kadon şöförler kadın tamiratçılar kadın sarhoşlar kadın ayyaşlar... ya da %75 i açık bedenlerinin demiyeceğim soguk oldugundan mutevellit yine o akdar çok açık değiller ama göğüslerini açma konusunda üstlerine yok...

neyse ben şimdi okulda türk arkadaşlarımla buluştum biraz ara veriyorum.

aa bu arada bu danimarkalıların cuma günleri free günleri içki içme günleri de diyebiliriz. şu an hava da çok güzel herkes okulun bahçesine yayılmış bira içiyor. iğrenç....

ve ben daha bir müslüman oluyorum

15 Eylül 2009 Salı

okulda düştüklerim

Eveeet bayaa oldu günlüğümüze yazmayalı.

Bu arada ne oldu neler... Cumartesi günü Danish kursu için sabahın köründe kalkıp yollara düştüm. Yolda yine her zaman olduğu gibi bizim türkish tayfanın oruç tutan kısmıyla karşılaştım:) iyi ki de karşılaştım. gülmeyi özlemişim. İnsan farklı dilde herşeyi yapabilir de sanki gülemezmiş gibi geliyor. Berabercene danish kursuna gittik. ilginç bir tecrübe oldu. eğlenceliydi. kendilerini önemsemeye çalışıyorlar ama yok olmaz vallahi bu dilden ülkeden. düşünüyorum bu insanlar hiç düşünmğyormuş gbi geliyor. hayata dair dünyaya dair hiç bir fikirleri yok gibi... cahilliğin okuma yazma bilmemek olduğunu şimdi daha iyi anladım. allah var işlerini iyi yapıyorlar fakat iş yap içki iç... daha fazlası yok. bizim anadolunun en ücra köşesinde bir yere gitsen dahi vatandaşın söyleyecek bir sözü tasaraladığı bir icraatı ve ben başbakan olsam... diye başlayan cümleleri muhakkak vardır. hangisi idealdir bilmiyorum ama batıdaki ruhsuzluğu çok iyi hissettim. buraya gelmeden önce batı ve doğu gibi ayrımlara gerek duymadığımı düşünüyordum. ben nasıl bir müslümanın yaşadığı yeri, vatanı olduğu yeri "batı" diyerek ötekileştiririm diye... ama şimdi değişiyor galiba görüşlerim. bu ruhsuzlukla ben buralara benim diyemem... bir müslüman da diyemez gibi geliyor.

Neyse geçelim kursumuza sabah 10 dan aksamustu4 e kadar sürdü. 6 kişi başladığımız kursu 4 kişi bitirdik. gerçekten telafuzu çok zor bir dil, bir sistematiği yok gibi ve yazıyla okunuş apayrı... öğrendik dil yazıya çooook sonraları geçmiş. Türkiye'yi bilen bir hoca vardı, sürekli türkiyeden bahsediyor, sizin harfleriniz nasılsı, rakii vardı... :) tam da adamına sordu yani.. a bir de real türkish misiniz dedi, çok fazla kürt var türkiyede dedi. ne farkeder dedim... has türk olsam ne olur olmasam... sadece müslümanım...


kursumuzdan %0 verim alarak bitirdik ve markete gittik hep beraber. Helal ekmek arama çabamızdan sonra evet ülkemdeki ekmeğime benzer bir ekmek bulduk veee çoook mutlu oldum. çok özlemişim ekmeği. geldiğimden beri ya tost ekmeği ya şu afgan marketteki yufka gibi ekmek yemekten içim bayılmıştı.

akşam hep birlikte türk arkadaşların evine gittik, iftarımızı birlikte hazırladık birlikte yedik... evet bira bardaklarında çay içimişimiz de yazılmaya değerdi. hiç bir şey anlamadım çaydan. ama yine de çay çaydır :)

akşam hep birlikte beni yurduma bırakmak gibi ulvi bir amaç ile yola koyulduk. güzel bir gündü elhamdülillah.

ve ertesi gün, bu sefer international muslim students ın iftarındaydım. eveeet. içeri girer girmez ne göreyim 15 erkek ve tek kız benim :S çok sıkıldım, keşke gelmeseydim diye hayıflanırken, birçoğu evliymiş birisi sizi eşimin yanına götüreyim onun da arkadaşları var dedi. ben de evet it's better diyerekten yola koyulduk. eve geldiğimde iyi ki gelmişim dedim yöresel kıyafetleri giymiş 2 adet pakistanlı ile 1 adet hindistanlı karşıladı. kendi aralarında urduca konuşuyorlardı. ortak çok kel...

ŞU AN DERSTEYİM DEVAM EDECEĞİM :)

13 Eylül 2009 Pazar

iftars

şimdi bir iftara davetliyim gitmem lazım gelince dünümü ve bugünümü anlatacağım tabii uyumazsam=)

7 Eylül 2009 Pazartesi

fırında makarna

bayadır yazmıyorum...

bazen ne oluyor anlamıyorum, elime kalem kağıt alasım gelmiyor.

dün bayulara gittim iftara, evet yine pakistan usulü pokeras yaptık, güzeldi, yedim baya. tabii baharat mevzuu ayrı. şu an içimde binbir çeşit adını bilmediğim baharat geziyor olabilir :)

okula gidip geliyorum. yoğun geçiyor baya. 2 saat ders yapıyoruz sonra grup çalısması sonra 2 saat daha ders yine grup çalışması... proje...en azından sıkılmaya vaktim kalmıyor. o açıdan güzel.

şu an fırında makarna yapıyorum bakalım güzel olacak mı.

okula giderken bir sürü müslüman kız görüyorum başörtülüler, afrikadan herhalde ya da arap anlayamadım.. ama çok soğuklar ya da çok tedirginler.

ben bazen çok özlüyorum...bazen hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor...

aa bu arada, mesut ne bileyim ne internet cafeden bağlanan çocuk seni de çok seviyorum, buradan selamlarımı iletiyorum :)

2 Eylül 2009 Çarşamba

nihan okulda

dün okula ilk defa gittim. ana kampüsün orada tanıtım vardı. 12 de başladı 4'e buddy lerimizle tanışana kadar devam etti. bir sürü insanla tanıştım.

çinden charles vardı, çok tatlı ve sıcakkanlıydı, baya bir muhabbet ettik,aa birde romanyadan andrew vardı, çocuk sürekli biz türklerle takılıyor, çok ısındı kanı bize. kibar, bilgili birine benziyordu, romanya diyince nedense aklıma öyle bir tip gelmezdi, fikrimi değiştirdi :)

okul 7 mahalle üzerine kurulup bizdeki gibi kampüs mantığı olmayınca kendi departmanımı bulmak bayaa zorladı. ama yanlış yerlere girip çıkmam bana 2 türk daha kazandırdı, hem de kendi bölümümden hem de manster öğrencisi =) allah yardımlarını gani gani akıtıyor bana...

bölümümüm olduğu yeri ço ksevdim, binalar çok güzel, estetik, çevre düzenlemesi de harika. heryer yemyeşil rengarenk çiçekler, şelaleler... içimi açtı. en sevdiğim çiçeği de buldum galiba koyu bir pembe ortanca çiçeği...

bölüm kordinatörümüzün uzun bir konuşmasını dinledikten sonra international kordinatörümüzle tanıştık, 16 yy dan fırlamış gelmiş gibiydi bay tjalfe=) kıyafetleri, saçı... muhakkak dönmeden önce fotosu çekilmesi gereken şeylerden=)

yarından itibaren zorlu bir yola giriyorum. 8.15 de başlıyor dersler :( gerçi buranın havasından mı suyundan bilemedim sabahları erkenden kalkıyorum. genelde grup çalışması yapacağımıza benziyor. bakalım yarın sınıf arakdaşlarımı göreceğim. bana birşeyler oldu galiba, ben yıldızdayken bu kadar öğrenci modunda değildim. gittikçe küçülüyor muyum yoksa...