Eveeet bayaa oldu günlüğümüze yazmayalı.
Bu arada ne oldu neler... Cumartesi günü Danish kursu için sabahın köründe kalkıp yollara düştüm. Yolda yine her zaman olduğu gibi bizim türkish tayfanın oruç tutan kısmıyla karşılaştım:) iyi ki de karşılaştım. gülmeyi özlemişim. İnsan farklı dilde herşeyi yapabilir de sanki gülemezmiş gibi geliyor. Berabercene danish kursuna gittik. ilginç bir tecrübe oldu. eğlenceliydi. kendilerini önemsemeye çalışıyorlar ama yok olmaz vallahi bu dilden ülkeden. düşünüyorum bu insanlar hiç düşünmğyormuş gbi geliyor. hayata dair dünyaya dair hiç bir fikirleri yok gibi... cahilliğin okuma yazma bilmemek olduğunu şimdi daha iyi anladım. allah var işlerini iyi yapıyorlar fakat iş yap içki iç... daha fazlası yok. bizim anadolunun en ücra köşesinde bir yere gitsen dahi vatandaşın söyleyecek bir sözü tasaraladığı bir icraatı ve ben başbakan olsam... diye başlayan cümleleri muhakkak vardır. hangisi idealdir bilmiyorum ama batıdaki ruhsuzluğu çok iyi hissettim. buraya gelmeden önce batı ve doğu gibi ayrımlara gerek duymadığımı düşünüyordum. ben nasıl bir müslümanın yaşadığı yeri, vatanı olduğu yeri "batı" diyerek ötekileştiririm diye... ama şimdi değişiyor galiba görüşlerim. bu ruhsuzlukla ben buralara benim diyemem... bir müslüman da diyemez gibi geliyor.
Neyse geçelim kursumuza sabah 10 dan aksamustu4 e kadar sürdü. 6 kişi başladığımız kursu 4 kişi bitirdik. gerçekten telafuzu çok zor bir dil, bir sistematiği yok gibi ve yazıyla okunuş apayrı... öğrendik dil yazıya çooook sonraları geçmiş. Türkiye'yi bilen bir hoca vardı, sürekli türkiyeden bahsediyor, sizin harfleriniz nasılsı, rakii vardı... :) tam da adamına sordu yani.. a bir de real türkish misiniz dedi, çok fazla kürt var türkiyede dedi. ne farkeder dedim... has türk olsam ne olur olmasam... sadece müslümanım...
kursumuzdan %0 verim alarak bitirdik ve markete gittik hep beraber. Helal ekmek arama çabamızdan sonra evet ülkemdeki ekmeğime benzer bir ekmek bulduk veee çoook mutlu oldum. çok özlemişim ekmeği. geldiğimden beri ya tost ekmeği ya şu afgan marketteki yufka gibi ekmek yemekten içim bayılmıştı.
akşam hep birlikte türk arkadaşların evine gittik, iftarımızı birlikte hazırladık birlikte yedik... evet bira bardaklarında çay içimişimiz de yazılmaya değerdi. hiç bir şey anlamadım çaydan. ama yine de çay çaydır :)
akşam hep birlikte beni yurduma bırakmak gibi ulvi bir amaç ile yola koyulduk. güzel bir gündü elhamdülillah.
ve ertesi gün, bu sefer international muslim students ın iftarındaydım. eveeet. içeri girer girmez ne göreyim 15 erkek ve tek kız benim :S çok sıkıldım, keşke gelmeseydim diye hayıflanırken, birçoğu evliymiş birisi sizi eşimin yanına götüreyim onun da arkadaşları var dedi. ben de evet it's better diyerekten yola koyulduk. eve geldiğimde iyi ki gelmişim dedim yöresel kıyafetleri giymiş 2 adet pakistanlı ile 1 adet hindistanlı karşıladı. kendi aralarında urduca konuşuyorlardı. ortak çok kel...
ŞU AN DERSTEYİM DEVAM EDECEĞİM :)
15 Eylül 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder